Karaburun'un Kısa Tarihçesi
Karaburun Yarımadası, Anadolu'nun en eski ev sahiplerinden biri. Kalkolitik Çağ'da başlayan bu macera, Antik Çağ'da zirveye ulaşmış. İyon Uygarlığı'nın gözde şehirlerinden Erythrai'ye bağlı 5 şehir, bu yarımadanın tadını çıkarmış. Bunlardan biri olan Sidusa da bugünkü Karaburun'da yer alıyormuş.
1320'de Çaka Bey, Karaburun'u Aydınoğulları'na katmış. 1415'te ise Çelebi Sultan Mehmet, şehri Osmanlı topraklarına dahil etmiş. 1902'de belediye olan Karaburun, 1910'da da ilçe statüsüne kavuşmuş. Birinci Dünya Savaşı'nda Yunan işgaline uğrayan Karaburun, 17 Eylül 1922'de tekrar özgürlüğüne kavuşmuş.
Karaburun'un isminin nereden geldiği tam olarak bilinmiyormuş. Bir rivayete göre, yarımadanın eski adı "Capo Calaberno"ymuş ve zamanla "Karaburun"a dönüşmüş. Bir diğer rivayete göre ise, deniz yoluyla yarımadaya ilk gelenler, "Kömür Burnu" mevkiinin kayalarının rengini görünce "Karaburun" demişler.
Karaburun'da 16 mahalle var. En önemlileri ise ilçe merkezi, Mordoğan ve Ambarseki. Türkiye ortalamasına göre nüfusu daha az artan Karaburun, göç veren bir yer.
Karaburun'un tarihi sadece antik kentlerle sınırlı değil. 1923'teki mübadelede Rum nüfus göç edince, birçok köy boşalmış. Günümüzde bazıları yeniden canlansa da, idari olarak köy statüsünde değiller.
Karaburun'un tarihi, doğal güzellikleriyle iç içe geçmiş. Bozdağ'ın eteklerinde uzanan yarımada, masmavi denizi, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle visitors'a unutulmaz bir deneyim sunuyor.
Karaburun'a yolunuz düşerse, bu tarihi ve güzellikleri keşfetmeyi unutmayın!